recepayibilgiler.tr.gg
   
 
  Recep Ayının İlk Perşembe Günü Oruç Tutmanın Ve İlk Cuma Gecesi Namaz Kılmanın Fazileti

Recep Ayının İlk Perşembe Günü Oruç Tutmanın Ve İlk Cuma Gecesi Namaz Kılmanın Fazileti




Bize şeyh Ebülberekât Hibetüllah Sakatî haber verdi ve şöyle dedi:

- Bize de, Kadı Ebül-Fazl Cafer b Yahya b Kemal Mekkî haber verdi ve şöyle dedi:

- Bize bu haberi; Ebu Abdillah b Hüseyin b Abdilkerim b Muhammed b Muhammed Cezerî Mekke'de Mescid-i Haram'da bildirip şöyle dedi:

- Bize Ebülhasan Ali b Abdillah Cahzam Hemedanî haber verdi ve şöyle dedi:

- Bize, Ebülhasan Ali b Muhammed b Said Sa'dî Basrî bildirip dedi ki:

- Bana da babam haber verip şöyle dedi:

- Bize de, Half b Abdillah Sağanî; Malik b Enes'ten naklen, Humeyd Tavil Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı:

- "Receb Allah'ın (CC) ayıdır; Şaban benim ayımdır; Ramazan ise, ümmetimin ayıdır"

Rasûlüllah (SAV) Efendimize soruldu:

- Ya Rasulallah (SAV), receb ayı için:

- "Allah'ın (CC) ayı"

Diye anlatmanızın sebebi nedir?

Şöyle buyurdu:

- "Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur Bu ayda, halkın kan dökmesine mâni vardır Bu ayda, Allah-ü Teala (CC), Peygamberlerinin (AS) tevbelerini kabul buyurmuştur Allah-ü Teala (CC) bu ayda, Peygamberlerini düşmanlarından korumuştur

Bir kimse, receb ayını oruçlu geçirir ise, Allah-ü Teala (CC) üç şeyi onun için gerekli kılar Şöyle ki:

a) Geçmiş günahlarının tümünü bağışlar

b) Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder

c) Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar"

Bu arada yaşlı biri kalktı; Rasulüllah (SAV) Efendimize halini şöyle anlattı:

- Ya Rasulallah (SAV)! Ben, receb ayının tümünü oruçlu geçiremem Buna gücüm yetmez

Bunun üzerine, Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:

- "O halde, ilkinden bir gün, ortasından bir gün, sonundan da bir gün tutarsın Böyle ettiğin takdirde, ayın tümünü oruçlu geçirmiş olursun

Zira, yapılan iyilikler on misli sevap getirir

Ancak, siz, receb ayımn ilk cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz O, öyle bir gecedir ki; melekler o geceyi:

- Regâib

Diye anlatırlar Şöyle ki:

O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek var ise, hemen hepsi, Kâbe ve civarında toplanır

Allah-ü Teala (CC) onların hallerine muttali olur ve şöyle buyurur:

- Ey meleklerim! Ne dileğiniz var ise, benden dileyin

Şöyle derler:

- Rabbımız (CC), senden dileğimiz odur ki; receb ayında oruç tutanları bağışlayasın

Onların bu dileği üzerine, Allah-ü Teala (CC) şöyle buyurur:

- Bu dileğinizi yerine getirdim"

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, daha sonra şöyle buyurdu:

- "Receb ayının ilk perşembe günü oruç tutulmalıdır O günün akşamı cuma gecesi, akşamla yatsı arasında on iki rekat namaz kılmalıdır

Bu namazda okunacaklar sırası ile şunlardır:

a) Bir kere Fatiha suresi,

b) Üç kere Kadr suresi (97 Sure)

c) On iki kere İhlâs suresi

Her iki rekatta bir kere selâm verilir

Bu namazı kıldıktan sonra; bana şu salâvatı yetmiş kere okunur:

- Allah'ım (CC), Nebiyy-i Ümmî Muhammed'e (SAV) salât ve selâm eyle (Allâhümme salli alâ Muhammedinin Nebiyyil Ümmiyyi ve sellim)

Bundan sonra, secdeye varmalı ve secdede şu teşbih ve takdis okunmalıdır:

- Tam manâsı ile noksan sıfatlardan münezzeh, pek mukaddes olup meleklerin ve ruhun Rabbıdır (CC) (Sübbuhün Kuddusün Rabbülmelâiketi verruh)

Sonra secdeden başını kaldırır; şu duâyı yetmiş kere okur:

- Rabbım, beni bağışla; merhamet eyle Bildiğin günahlarımdan geç, Sen Aziz'sin, Azam'sın (Rabbiğfir verham ve tecavez ammâ ta'lem feinneke 'Azizül-A'zam)

Bundan sonra, ikinci bir secde daha yapar Birinci secdede okuduğu duâyı aynen okur

Daha sonra, ne dileği var ise, diler Allah-ü Teala (CC) onun bütün dileklerini yerine getirir"

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, şöyle buyurdu:

- "Allah'ın (CC) herhangi kadın veya erkek kulu bu namazı kılar ise, Allah-ü Teala (CC) onun bütün günahlarını bağışlar

İsterse, onun günahları deniz köpüğü kadar, kumların sayısı, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları, ağaçların yaprakları kadar olsun

Ve, o kimse, kendi yakınlarından yedi yüz kişiye kıyamet günü şefaatçi olur

Kabrine girdiğinin ilk gecesi, bu namazının sevabı kendisine gelir; tatlı dilli, güler yüzlüdür Ona şöyle der:

- Ey dostum, seni müjdelerim, bütün zorluklardan kurtuldun

O kimse, bu gelene sorar:

- Sen kimsin? Vallahi, senin yüzünden daha güzel yüzlü birini hiç görmedim Senden daha tatlı konuşanı da hiç dinlemedim Senin kokundan daha güzel kokulu birini de koklamadım

Şu cevabı alır:

- Ey dostum ben senin bir namazının sevabıyım Falan sene receb ayının şu gecesinde o namazı kılmıştın

Bu gece sana geldim ki: arkadaşın olayım, yanlızlığını gidereyim, her ne işin varsa, onu göreyim, kıyamet günü sûra üflendiği zaman dahi kıyamet günü toplanılan meydanda sana başının üstünde gölgelik edeceğim

Seni müjdelerim, Yüce Mevlân'dan (CC)sana gelecek hayır hiç eksik olmayacak"



Recep Ayında Duaların Makbul Olduğu


Bilesin ki

Receb ayı, duâların makbul olduğu bir aydır

Receb ayında hatalar bağışlanır

Bundan başka, receb ayında durmadan günah işleyenlerin cezası dahi kat kat artar

Bu manâda gelen rivayet, bize şu raviler yolu ile ulaşmıştır:

Hibetüllah

Kadı Henad b İbrahim Nesefî

Abdülkadir b Ömer Cezerî

Hibetüllah

Muhammed b Ferhan

Muhammed b İbrahim b Yakub

Ahmed b Hüseyin b Said Enbarî

İbrahim bFeraş

Amr b Semûre

Musab Abbas

Asbağ

Benate

Bu râviler, rivayetlerini Hz Ali'nin (KV) oğlu Hz Hasan'a (RA) ulaştırıp şöyle dediğini anlatmaktadır:

- Biz, tavafta idik Bir ara, bir ses duyduk Biri şöyle diyordu:

Ey darda karanlıkta kalanın duâsını kabul eden; Belâya düşen hastaların sıkıntısını gideren Cemaatın, Kâbe ve Harem çevresinde geceledi; Allah'ın (CC) gözünde uyku olmaz, duâdır bize düşen Şayet affın, mücrimler üzerinde geçersiz olursa; Kim olabilir asilere gayrı bolca nimet veren

Hz Ali'nin (KV) oğlu Hz Hüseyin (RA) şöyle dedi:

- Babam Hz Ali b Ebi Talib (KV) bana şöyle dedi:

- Ya Hüseyin (RA)! Rabbına (CC) niyazda bulunan ve ona sitem eden kimseyi duydun Onun peşine koş; yetişirsin, al bana getir

O böyle derken, yukarıdaki beytleri sıralayan kimseyi anlatmak istiyordu

Hemen onun peşinden koştum; yetiştim Bir de baktım ki, bir adam

Güzel yüzlü, temiz görünüşlü, iyi giyimli, kokusu güzel bir kimse idi

Ancak onun sağ yanı kurumuştu; o kısmın canı çekilmişti

Ona şöyle dedim:

- Emirülmüminin Ali b Ebi Talib (KV) seni davet ediyor Onun çağrısını kabul et

Sonra, Hz Ali'nin (KV) yanına, huzuruna geldi Gelir gelmez Hz Ali (KV) ona sordu:

- Sen kimsin, neyin var? Buna karşılık şöyle dedi:

- Ey Müminlerin Emiri, haklan yerine getirmediği için cezaya tutulan kimsenin durumu neyse öyle

Hz Ali (KV) tekrar sordu:

- Senin adın nedir?

Şöyle dedi:

- Münâzil b Lahık

Hz Ali (KV) tekrar sordu:

- Başından geçenleri anlat

Şöyle anlattı:

- Ben Arab kabileleri arasında meşhurdum Amma, çalgı ve oyun işleri ile Hep oyunla oynaşla gezer dururdum Gaflet hâlimden hiç ayrılmadım Şu anda tevbe edecek olsam, tevbem makbul olmaz Hatalarımın kaldırılmasını dilesem, makbul olmaz Anlatılan isyan halimi, receb ve Şaban ayında dahi devam ettirdim Benim pek şefkatli bir babam vardı Daima, beni cahilce işler yapmaktan, masiyete dalıp şekavete düşmekten sakındınrdı Daima şöyle derdi:

- Yavrucuğum! Yüce Allah'ın (CC) kuvveti kudreti vardır; hatalara ceza vermesi vardır Cehennem azabına sokan Yüce Allah'a (CC) asi gelip onun cezasına çarpılma

Mübarek geceler senden daha nekadar şikâyet edecekler Melâike-i kiram, mübarek günler ve geceler senden hep şikâyet etmektedirler

O, bana bu sözleri ısrarla söyledikçe, ben onu dövmeye kalkardım

Bir gün ona, daha fazla sert davranınca, bana şöyle dedi:

- Allah (CC) adına yemin ederim ki, artık ben, hiç bozmadan oruç tutacağım Uyumadan namaz kılacağım

Bir hafta oruç tuttu Sonra bir deveye binip hacc-ı ekber günü Mekke-i Mükerreme'ye gitti

Giderken de şöyle dedi:

- Allah'ın (CC) beytine gideceğim Senin için, Allah'tan yardım dileyeceğim Ve, hacc-ı ekber günü, Mekke-i Mü-kerreme'ye gitti; Kâbe'nin örtüsüne sarıldı, bana şöyle bedduâ etti:

Ey Yüce (CC)! Sana gelir hacılar uzak illerden; Üstün lüftunu ister, daim, sen Vahid Samed'den Babalık hakkımın alındığı makam burası; Babalık hakkımı alırsın ya Rahman bebemden Kurut artık onun bir yanını sen kereminle; Ey pek Mukaddes doğmaktan ve çocuk edinmeden

Daha sonra durumunu şöyle anlattı:

- Semayı yükselten, yerden su kaynatan Yüce Allah (CC) hakkı için yemin ederim ki; babam daha sözünü bitirmeden benim sağ yanım kurudu Harem-i Şerifin bir köşesine bırakılan bir ağaç gibi kaldım

Sabah akşam, halk benim yanımdan geçerler ve birbirlerine şöyle derlerdi:

- İşbu kimse, babasının bedduâsına uğrayan kimsedir Hz Ali (KV) ona tekrar sordu:

- Seni bu durumunda gördükten sonra, baban ne yaptı? Şöyle anlattı:

- Ey Müminlerin Emiri, sonra benden hoşnut oldu Bunun üzerine, kendisine şöyle dedim:

- Bana bedduâ ettiğin yerde, duâ et; Allah (CC) beni iyi etsin

Benim bu dileğimi kabul etti Kabul edince, onu bir deveye bindirdim Yola çıktık Erâk vadisine geldiğimiz zaman, ağacın birinden bir kuş uçtu Uçan bu kuş deveyi ürküttü; babam da ürken deveden düşüp yolda iken öldü

Bunun üzerine, Hz Ali (KV) ona şöyle dedi:

- Rasulüllah (SAV) Efendimizden duyduğum bazı duâlar var; onları sana öğretmemi ister misin? Derde düşen her kim o duâları okusa derdinden kurtulur Sıkıntıda olan her kim o duâları okusa, Allah sıkıntısını giderir

Bu kere o kimse:

- Olur; öğret

Deyince, Hz Ali (KV) duâları kendisine öğretti O da, o duâları okuyunca, hastalığından kurtuldu Ertesi gün, sağlam olarak yanımıza geldi

Sonra ben o kimseye sordum:

- O duâyı nasıl okudun, okuyunca neler oldu; anlatır mısın?

Şöyle anlattı:

- Gözler uykuya daldıktan sonra; ayık kimse görmedikten sonra o duâyı birinci, ikinci ve üçüncü kere okudum Üçüncüden sonra bana şu nida geldi:

- Allah (CC) sana yetişir; sen Yüce Allah'a (CC) en büyük ismini vesile ederek duâ ettin Kim o ismi vesile edip duâ etse, makbul olur Kim o duâları vesile edip bir şey istese kendisine verilir

Bundan sonra, beni bir ağırlık bastı; uyudum Rüyamda Rasulüllah (SAV) Efendimizi gördüm O duâyı, kendisine arz ettim, bana şöyle buyurdu:

- Emmim oğlu Ali (KV) doğru söylemiş Zira, o duâda, Yüce Allah'ın (CC) en büyük ismi vardır Onunla kim duâ etse, duâsı makbul olur Onu okuyup kim bir dilekte bulunsa, dileği verilir

Daha sonra, beni bir daha uyku bastırdı Rasulüllah (SAV) Efendimizi ikinci kere gördüm

Şöyle dedim:

- Ya Rasulellah (SAV), o duâyı bir de senden dinlemek isterim

Bunun üzerine, bana şöyle okuyacağımı anlattı:

- Allah'ım (CC), ey gizlileri bilen, ey semayı kudreti ile kuran, ey izzeti ile yeri döşeyen, ey güneş ve ay celâl nuru ile aydınlanıp her yanı nura boğan, ey her temiz, pâk inanan nefsi kabul buyuran, ey zatından korkanları ve çekinenleri sakinleştiren, ey ihtiyaçlar katında yerine getirilen, ey Yusuf'u (AS) kölelikten kurtaran, ey zatından başka çalınacak kapı bulunmayan, sığınılan arkadaş, bir şey veren vezir zatından başka duâ edilecek Rabb bulunmayan sana dileklerimi bildiririm

O'nun (CC) katına arz edilen ihtiyaçlar nekadar artsa, o kadar kerem ve cömertlik gelir

Allah-ü Teala (CC) Muhammed'e (SAV) ve âline (RA) salât eylesin Benim dileğimi yerine getir; sen her şeye kâdirsin

Ve, uykudan uyandığım zaman, her bakımdan kurtulmuştum; tutukluğum geçmişti

Hz Ali (KV) şöyle demiştir:

- Bu duâyı bırakmayınız Zira o duâ, arş hazinelerinden bir hazinedir

Bunun gibi bir rivayet, Hz Ömer (RA) zamanında dahi olmuştur ki:

Anlatılacak olsa şerhi uzun olur

Hâsılı: Hiç bir akıl sahibi; masiyetleri, zulüm yollu edilen haksızlığı, mazlumun bedduâsını küçümsememelidir

Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

- "Zulüm, kıyamet günü zulmetler olarak meydana gelir"

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, bir başka hadis-i şerifinde ise, şöyle buyurdu:

- "Bir kul, iki elini açıp Allah'a (CC) duâ ettiği zaman, onları boş çevirmekten utanır Onun isteklerini dünyada peşin olarak vereceği gibi; onun için âhirette bol sevab vermesi için erteleyebilir"

Bazıları bu manâda şöyle bir şiir söylemiştir:

Dinlersin duâyı hiçe sayarsın;

Sonra sana neler eder bakarsın

Gece oku hedeften şaşmaz lâkin;

Az yol alır, hedefe varır bakın
 
Hergün Bir Hadis
 
Hergün Bir Dua
 
Veda Hutbesi
 

(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitabetti.

Bismillahirrahmanirrahim
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. "

Ey Nâs!

Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.

İnsanlar!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.

Ashâbım!

Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.

Ashâbım!

Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.

Ashâbım!

Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.

Ey Nâs!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Mü'minler!

Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.

Ey Nâs!

Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.

Ashâbım!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.

Ey Nâs!

Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.
www.htlmkodes.tr.gg

Ashabım!

Allah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.

www.htlmkodes.tr.gg
Ey Nâs!


Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:

Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.

Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!


buyurdu.

32 FARZ
 
32 Farz
İMANIN ŞARTLARI
1- Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak.
2- Allah'ın meleklerine inanmak.
3- Allah'ın kitablarına inanmak.
4- Allah'ın peygamberlerine inanmak.
5- Ahiret gününe inanmak.
6- Kadere, hayır ve şerrin yaratıcısının Allah (Celle Celâlühû) olduğuna inanmak.


İSLAMIN ŞARTLARI
1- Kelime-i şehadet getirmek.
2- Namaz kılmak.
3- Oruç tutmak.
4- Zekat vermek.
5- Haccetmek.



ABDESTİN FARZLARI
1- Yüzünü yıkamak.
2- Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak.
3- Başının dörtte birini meshetmek.
4- Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak.



GUSLÜN FARZLARI
1- Ağzına su vermek.
2- Burnuna su vermek.
3- Bütün bedenini yıkamak.



TEYEMMÜMÜN FARZLARI
1- Niyet.
2- İki darb ve mesih.



NAMAZIN FARZLARI
Dışında olanlar:
1- Hadesten taharet
2- Necasetten taharet
3- Setr-i avret
4- İstikbal-i Kıble
5- Vakit
6- Niyet

İçinde olanlar:
1- İftitah tekbiri
2- Kıyam
3- Kırâet
4- Rükû
5- Secde
6- Kaide-i ahire.

54 FARZ
 
54 Farz
1- Allah'ı daima zikretmek.
2- Helal kazanılmış elbise giymek
3- Abdest almak.
4- Beş vakit namaz kılmak.
5- Cünüplükten gusletmek.
6- Rızk için Allah'a tevekkül (itimad) etmek.
7- Helalden yeyip içmek.
8- Allah'ın taksimine kanaat etmek.
9- Tevekkül etmek.
10- Kazaya (yani Allah'ın hükmüne) razı olmak.
11- Nimete karşılık şükretmek.
12- Belaya sabretmek.
13- Günahlara tevbe etmek.
14- İbadetleri ihlas ile yapmak.
15- Şeytanı düşman bilmek.
16- Kur'an-ı delil tanımak.
17- Ölüme hazırlıklı olmak.
18- İyiliği emredip kötülükten alıkoymak.
19- Gıybet etmemek, kötü şeyleri dinlememek.
20- Anaya-babaya iyilik ve itaat etmek.
21- Akrabayı ziyaret etmek.
22- Emanete hıyaret etmemek.
23- Dinin kabul etmiyeceği latifeyi (şakayı) terk etmek.
24- Allah ve Rasulüne itaat etmek.
25- Günahtan kaçınıp Allah'a sığınmak.
26- Allah için sevmek, Allah için buğz etmek.
27- Her şeye ibretle bakmak.
28- Tefekkür etmek. (Cenab-ı Hakk'ın kudretini, azametini ve insanın yaratılışdaki gayeyi düşünmek)
29- İlim öğrenmeye çalışmak
30- Kötü zandan sakınmak
31- İstihza (alay) etmemek
32- Harama bakmamak
33- Daima doğru olmak
34- Esef ve ferahı, yani şımarıklık ve azgınlığı terketmek
35- Sihir yapmamak
36- Ölçü ve terazisini doğru tartmak
37- Allah'ın azabından korkmak
38- Bir günlük nafakası (yiyeceği-içeceği) olmayana sadaka vermek
39- Allah'ın rahmetinden ümid kesmemek
40- Nefsinin kötü arzularına tabi olmamak
41- İçki kullanmamak
42- Allah'a ve mü'minlere su-i zan etmekten sakınmak
43- Zekat vermek ve mali cihatta bulunmak
44- Hayız (adet) zamanlarında ve nifas halinde hanımı ile cinsi mukarenette bulunmamak
45- Bütün günahlardan; kötülüklerden kalbini temiz tutmak
46- Yetimin malını haksız olarak yememek, onlara iyilik etmek
47- Kibirlilik etmemek
48- Livata (erkekle cinsi münasebet) ve zina yapmamak
49- Beş vakit namazı muhafaza etmek
50- Zulm ile halkın malını yememek
51- Allah'a şirk (ortak) koşmamak
52- Riyadan (gösterişten) sakınmak
53- Yalan yere yemin etmemek
54- Verdiği sadakayı başa kakmamak

 
Bugün 36 ziyaretçi (42 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol